18 Nisan 2012 Çarşamba

Çarmıha Germe II



Latince’de haç için kullanılan daha eski bir isim pek çok Romalı yazarın yazılarında ortaya çıkıyor. “Arbor infelix” yani şansızlık ağacı. Günümüzde bir çok araştırmacı çarmıha germe olaylarının canlı ağaçlarda gerçekleştiğine inanıyor. Suçlular basit bir biçimde ağaca bağlanıyorlar ve kaderlerine terk ediliyorlardı. Böylece ya susuzluktan yada aç bir vahşi hayvanın kurbanı oluyorlardı.

Bu ölüm cezası kansız olarak değerlendirildiği için Latin halkı tarafından tercih edilmiş olmalıydı. Çünkü eski kültürlerin çoğunda katliam bir tabu olarak değerlendiriliyordu.

Çarmıha germe olayı her ne kadar Romalılar ile özdeşleşmişse de tarihçiler Romalıların bu dehşetengiz cezayı Phön savaşları sırasında Kartacalılar’dan öğrendiklerini ileri sürüyorlar. Ama aslı uygulayıcının Persler olduğu bilinmekte. Öte yandan Makedonların da çarmıha germeyi kullandıkları bir başka gerçek. İ.Ö: 4. yüzyılda Büyük İskender binlerce savaş esirini çarmıha gerdirmişti.

Çarmıh eski Mısır’da da biliniyordu. Yunan Mitolojisinde ise sembolik biçimde yer almıştı. Prometheus büyük bir cesaretle ateşi insanlara getirmeye cüret ettiği ve tanrıların işine burnunu soktuğu için kayaya çivilenmişti. Tantalos, ölüler diyarında tutukluyken dünyanın nimetlerinde uzak kalmış ve özlü sözlere konu olan acılar çekmiştir. Buradan yola çıkarak ilk olarak dini bir cezalandırma yöntemi olduğu doğrulanıyor.

Yeniden Roma İmparatorluğuna döndüğümüzde klasik çarmıha germe olayının gerçekleştirildiği yerde, tarihçilerin ve arkeologların pek çok yeni şey bulduklarını görüyoruz. Hıristiyanlık çarmıhtaki bu yavaş ölümü her zaman Roma ile özdeşleştiriyordu. Elbette Hz. İsa’dan başka tanınmış kurbanlar da vardı: Spartacus, köle ayaklanmasının bedelini  binlerce taraftarı ile birlikte canını vererek ödemişti. Havari Pierre çok acı bir biçimde çarmıha gerilmişti.

Peki çarmıha gerilenin ölüm nedeni neydi? İşte bu noktada çarmıh cezasının iğrenç etkisi açıklık kazanıyor. Önce vücudu vuran ağrı dalgaları aralıksız beliriyordu. Kurbanın sımsıkı bağlanmış olması yada çivilenmiş olması fark etmiyordu. Suçlu kaderine terk edilmiş bir halde çarmıhta sallanmaya bırakılmışsa çok geçmeden kol kaslarına kramp girmeye başlıyordu. Çarmıha çivilenmişse vücut ağırlığının sürekli aşağıya çekmesi yüzünden yaraların sancısı berbatlaşıyordu. Suçlu bacaklarını doğrultarak ve oturaktan yararlanarak ağrılarını azaltmaya çalıştığı an kasları geren başka bir pozisyonla yeni bir işkenceye maruz kalıyordu.


Bütün bu belirtiler, doğrudan ölüme yol açmıyordu. Yalnızca akıl almaz acılar veriyordu. Ölümün kendisi yavaş yavaş geliyor, öteki etkenler de merhamet gösteriyordu. Kan dolaşımını sinsice ve yavaşça kesilmesi sonucunda her şey bitiyordu. Bacakların hareket yeteneğini yitirmesi tansiyonu da düşüyordu. Gönüllü tıp öğrencileriyle yapılan deneyler, yalnızca kollarından asılmış bir insanın tansiyonun 120 olan normal değerin 6 dakika 70’düştüğünü göstermiştir. 12. dakikasından  sonra kan dolaşımının tamamen çökmesi tehlikesi oluşuyordu.

Tıp adamlarının belirttiğine göre ölü adayı uzun bir süre daha acı çekiyordu. Çünkü organizma yeni duruma alışmaya ve kendince çözüm bulmaya çalışıyordu. Ne var ki bu arada başka bir tehlike pusuda bekliyor; önce kan pıhtısı oluşuyor, kan damarlardan sızıyordu. Bir tıkaç kan damarını tıkıyor böylece akciğerlere giden kanın kesilmesi tehlikesi doğuyordu. Böylece durumun daha da kötüleşmesi kaçınılmaz oluyordu. Bütün vücut işlevlerinde görülen yavaşlama kandaki oksijenin taşınmasını olumsuz etkiliyordu. Sonuç olarak nefes darlıkları kurbanı paniğe sokuyordu.

Pek çok durumda ölen kurbanın cesedi vahşi hayvanlar tarafından yenilinceye kadar bekletiliyordu. İnanç olarak parçalanmış vücut ölümden sonra bir başka dünyada yaşamayı engelliyordu. Romalılara göre yalnızca düzgün bir biçimde gömülenler ölümden sonra dirilmeyi hak ediyordu.

Hz. İsa Protestan kitaplarına göre 6 saat kadar çarmıhta kalmıştı. Bu aynı zamanda celladın neden bacağını kırdığını açıklıyor ölümü hızlandırmak için.

Bu tüyler ürpertici konu hakkında gerçekten olumlu bir şey söylemek mümkün mü? Galiba bir nokta var…İlk hahamların yaşanmış olaylardan oluşturdukları bir derleme olan Talmut’ta çarmıhtaki ölü adaylarının bazen hayatta kalma şansına sahip oldukları belirtiliyor. İşkencecilere rüşvet veriliyor ve böylece akrabalar bekçinin zamanından önce alanı terk etmesini sağlıyor. Böylece kişi ölmeden kurtarılabiliniyor.

Ne olursa olsun böyle bir işkence ile ölmek korkunç bir şey olmalı.


˜SON

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails