27 Ekim 2011 Perşembe

Cadılar III



Cadı avlama sistemi alabildiğince ustaca düzenlenmiş, alabildiğince acımasız ve inatçıydı... Cadı avlama sisteminin ortaya koyduğu başlıca sonuç, yoksul kesimin inançlarıydı. Yoksullar sonunda Prenslerin ve Papa'nın kurbanı değil cadıların ve şeytanın kurbanı olduğuna inanmışlardı. Çatısı akan, buzağası hastalanan, şarabı bozulan, bebeği ölen köylü bu felaketlerin nedeninin sorumlusu olarak cadıya dönüştüğüne inandığı bir komşusunu görmeye başlamıştı. Ekmeğin fiyatının yükselmesinin, vergilerin artmasının, ücretlerin düşmesinin, işlerin azalmasının başlıca nedeni cadılardı... Her köy yada kasaba halkının üçte birini vebadan ölmesinin sorumlusu da cadılardı. Oysa bu hayali düşmana karşı Kilise ve Devlet bir kampanya hazırlıyordu. Devlet güçleri, belayı defetmek için sonsuz bir çaba harcıyordu. Bu nedenle gerek yoksullar gerek zenginler devlete ve Papa'ya karşı minnet duymalıydılar.

Bu çılgınlık son dönem Ortaçağ toplumunun yaşadığı bunalımın sorumluluğunu Kilise ve devletin üzerinden almış bunu imgesel Şeytan'a yüklemişti. Yoksullaşmış sefil kitleler artık kokuşmuş rahipler ve aç gözlü soyluların yerine şeytan suçlanıyordu. Kilise ve devlet bu şekilde temize çıkmış olmakla kalmıyor bir de vazgeçilmez hale geliyordu. Öte yandan cadı çılgınlığı toplumun gizli kalmış bütün protesto enerjisini dağıtmış ve parçalamıştı. Herkesi kuşkuyla doldurmuş, komşuyu komşuya düşman etmiş, güvensizliği arttırmış, korku yaratmış ve onları yönetici sınıflara bağımlı yapmıştı. Böyle yapmakla yoksulları; dinsel ve siyasal düzenle serveti yeniden dağıtma ve sınıfları eşitleme istemlerinden uzaklamıştır.

Büyücülük ve cadılık genellikle kadınlara atfedilen bir suçlamaydı... Ünlü Alman Engizisyon hakimleri Sprenger ve Instiforis birlikte kaleme aldıkları "Malleus Maleficarum" adlı eserleriyle kadın kelimesininin Latince kökeni olan "foemina" kelimesinin az inançlı olan "fede" ve "minor" kelimelerinden türediğini iddia ediyorlardı. Ancak seks ve yapı açısından şeytana daha yakın olan kadınların yanında aynı suçlardan erkeklerde cezalandırımıştır. Nitekim bazı ülkelerde yakılan büyücülerin yüzde  25'ini erkekler oluşturuyordu. Ancak yine de bu suçlamaların temel hedefi kadınlardı. Erkeğe oranla daha zayıf ve daha lükse düşkün yaratıklar oldukları öne sürülen kadınların şeytan tarafından daha kolay aldatıldıklarına inanılıyordu. Öte yandan kırsal kesimde mutfak, sağlık ve çocuk bakımı gibi işlerle daha yoğun biçimde kadınların ilgilenmelerini büyücülüğe bu türün daha yakın olduğu inancını pekiştiriyordu.


Amerikalı araştırmacı Brian Lewack bir başka noktaya dikkat çekiyor. Büyücülükle suçlanan kadınların çoğu 50 yaşın üstündeki kadınlardı. Bu özellik iki şekilde açıklanıyor: Bu yaşlı kadınlar zaman içinde çeşitli otların ve bitkilerin etkisini tanıdıkları için bazı bileşimleri gerçekleştirmeye çalışmışlardı. İkinci neden de yaşlı kadınların gençlere oranla daha egzantirik davranışlarının olması. Büyücülükle suçlanan kadınların bir başka özelliği de dul olmaları ki aslında bu gayet doğal bir durum, yıllar boyu süren savaşlar ve salgın hastalıklar nedeniyle çok sayıda kadın dul kalmıştı ve bunlar ekmeklerini taştan çıkarmak için yoğun bir çaba içine girmişti.

16. ve 17. yüzyıla gelindiğinde cadı avının neden kesildiği hala tartışılmakta. Bu değişiklikte insan mantığındaki önemli gelişmelerin büyük rol oynadığı kesin. 16. yüzyıldan itibaren pek çok filozof, bilim ve din adamı, cadıların ve büyücülerin varlığının ciddi ciddi tartışmaya açmıştı. Bu görüşlerin o tarihlerde Avrupa'da yükselen sınıf olan burjuvazinin görüşlerine denk düşmesi, gidererek kitleleri dogmalar yerine rasyonel düşünceye itiyordu.

Nitekim dogmalar yerine her uygulamadan kuşkulanılması ve doğru olup olmadığının tartışılması ilkesini getiren Descartes'çı düşüncenin o tarihlerde topluma egemen olması da boşuna değildi. Öte yandan Kopernik, Kepler ve Newton'un buluşlarıyla insanlar doğa üstü güçlerden ve onların etkilerinden uzaklaşmaya başladılar.

Ne var ki cadı avı döneminin kapanmasında hukuk reformlarının da çok büyük bir payı olduğunu savunan Amerikalı araştırmacı Brian Lewack'a göre fiziki işkencelerin tüm gelişmiş Avrupa ülkelerinde yasaklanmasından sonra büyücü suçlamalarının ve büyücülük itiraflarının sayıca müthiş bir düşüş gösterdiği bir gerçek...


Cadılar Bayramınız Kutlu Olsun :)

SON

8 yorum:

  1. yarın akşam ben de hallowen partisindeyim :)

    YanıtlaSil
  2. Çok hoş :)) iyi eğlenceler

    YanıtlaSil
  3. 3 yazıyı da okudum, çok mutlu oldum. Çok güzel ve bilgilendirici olmuş, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar,

    Yoksul kesimin sorunlarini cadilara yorarak, asil sorun yaraticilar olan kilise ver devleti gorememelerine dair bilgiyi nereden edinmistiniz acaba? Onerebiliceginiz bir kitap var mi bu konuda?

    Uzerinde calistigim bir konu ile ilgili tam da edinmek/kullanmak istedigim bilgi idi, kaynak /kitap adi verebilirseniz gercekten cok isime yarayabilir :)

    YanıtlaSil
  5. Benim okuduğum kaynaklar şunlar:
    -Ortaçağ Avrupasında Cadılar ve Cadı Avı, Haydar Akın, Dost yayınları
    -Cadılığın Tarihi, Lois Martin, Khalkedon Yayınları
    - NTV tarih ekim 2009 sayısı

    Umarım faydalı olur
    kolaylıklar...

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails