5 Ağustos 2011 Cuma

Rasputin IV


Yusupov bir süre sonra Rasputin'in yanına inerek ölüp ölmediğini kontrol etmek istedi. Tam bu sırada Rasputin gözlerini açarak bakışlarını Yusupov'a dikti ve "Felix Felix" diye bağırdı. Aynı zamanda da Yusupov'a sarılmış var gücüyle sıkmaya başlamıştı. Bir canlı ceset ile boğuştuğunu fark eden Felix Yusupov dehşet içinde kalmıştı; bütün gücünü toplayıp Rasputin'in kollarından kurtuldu. Adam da hırıltılar içinde yere yığıldı. Elinde Prens'in apoleti kalmıştı.

Yusupov çılgın gibi kendini merdivenlere attı ve yukarı çıkarken Purişkeviç'e seslendi "Koşun yetişin hala yaşıyor..." Sonra çalışma odasına girerek Maklakov'un kendine verdiği lastik copu aldı ve Purişkeviç ile birlikte aşağı indiler. Aşağıda gördükleri manzara herkesi donduracak kadar ürkütücüydü. Rasputin arkasında kanlı izler bırakarak kapıya kadar sürünmüş aslında kilitli olması gerken kapıyı açarak avluya kadar sürünmüştü. Purişkeviç onun arkasından koştu. Rasputin sokağa doğru ilerliyordu. Bu nedenle tabacasının çekti ve titreyen ellerle iyice nişan almaya çalıştı ve başladı ateş etmeye. İlk iki atış boşa gitmişti ama son iki atışta Rasputin karların üzerine yığıldı. Purişkeviç Rasputin'in yanına geldi ve karlar kızıla dönene kadar kafasını tekmelemeye başladı buna rağmen Rasputin hala eliyle karları kazıyordu.

Puruşkeviç geri döndükten sonra Yusupov'u lavaboda buldu ve ona "Sakin ol dostum herifi öldürdüm her şey bitti dedi..." Ama Yusupov onu duymuyor gibiydi. Birden bire copu alarak hala kıpırdanan Rasputin'e koştu ve var gücüyle vurmaya başladı. Tabanca sesine koşan bir polis ile uşak zor ayrıdı.

Durumu toparlamaya çalışan Purişkeviç polis memurna yaklaşarak durumu kapamaya çalıştı. Memura kendisinin miletvekili, diğer kişinin de Prens olduğunu söyledi ve vatan hainini öldürdüklerini söyledi. Ancak polis söz dinlemedi ve rapor edeceğini söylerek uzaklaştı.

Grandük ve Purişkeviç, Rasputin'in ellerini bağlayarak cesesi eski bir perdeye sarıp arabaya koydular hızla Neva nehrine gittiler ve cesedi su almak için açılan deliklerden birine attılar.
Bunlar olup biterken Prens kendine gelmiş ve başına nelerin gelebileceğini kavramıştı. Silah kullanılmış ve sesi duyulmuştu ortalık kan içindeydi ve bir polis maktulü görmüştü. Sonunda köpeklerinden birini öldürdü ve Rasputin'in kanlı izlerinde sürükletti ve öldüğü yerde bıraktı. Ancak bu çözüm inandırıcı olmadı, polis raporunu vermişti. Ertesi günü Çariçe, Rasputin'in Prens Yusupov ve Grandük Dimitri tarafından pusuya düşürüldüğünü öğrendi. Çariçe hemen Çar'a haber verdi.

Polis Rasputin'in cesedini 19 Aralık günü buzların arasında buldu. Otopside suya atıldığında henüz ölmediği ortaya çıktı. Ölmeden önce ellerini çözmeyi başarmış fakat boğularak ölümüştü. 21 Aralık günü Kraliyet Sarayı'nın bahçesinde toprağa verildi. Cenazede sadece Çariçe, çocukları, Anna Vyurubova ve bir kaç subay vardı.

Rasputin'in öldürülmesinden iki ay sonra devrim hareketi Rusya'daki İmparatorluğu silip süpürdü. 23 Mart 1917 günü başlarında Duma Meclisi Miletvekilleri olan bir grup Bolşevik bir tören ile Rasputin'i mezarından çıkartarak Pargolava ormanında yakarak sembolik bir öç aldı.

KATİLLER VE AKİBETLERİ


Prens Felix Yusupov... 27 yıllık yaşamı boyunca devlet işlerine çok az bir ilgi göstermiş Avrupa sosyetesi mensuplarıyla lüks ve seks içinde düşüp kalkmış homoseksüel eğilimli bir kişiydi. Ayrıca Rusya'nın en büyük miraslarından birinin varisi olduğu için ne I. Dünya Savaşındaki yoksulluk ne de Rasputin'in konumu onu maddi yönden etkiliyordu. 1916 yılının aralık ayında tuhaf bir şey oldu ve Yusupov Rusya'nın kurtarıcı olma hayaline yakalandı. Çar'ın, ailesinin ve milettin tek kurtuluşunun Rasputin'in ölmesinde olduğunu düşünüyordu. Bir plan yaparak kendine yardım edecek adayları toplamaya başladı. Bunlardan ilki Çar'ın büyük kızıyla evlendirilmek istenen Dük Dimitri idi. Diğerleri sağ görüşlü siyasetçi Purişkeviç, Yüzbaşı Skotin ve Doktor Lazovert'ti.


Dük Dimitri


Daha başlagınçta bu beş adam planlarının güvenliği sağlayamadılar ve çevrelerine gereksiz bilgi verdiler. Bu durumda Rasputin'in haber aldığı su götürmezdi. Rasputin'i uyardıkları halde Prens onu ikna etmeyi başardı.

Yusupov ve arkadaşları beklentilerin aksine az ceza aldılar. Hepsi Kraliyet ailesine yakındı ve aldıkları cezalar da onların "Ekim Devrimi"nden kurtulmalarını sağladı. Prens Yusupov Kırım'daki malikanesine sürgüne gönderildi devrim sırasında ülkeden kaçtı. Grandük, Çar'ın ailesi öldürülürken İran sınırındaydı o da kaçmayı başardı. Purişkeviç, Sukoton ve Lazovert ceza almadılar iç savaş sırasında tifüsden öldükleri sanılıyor.


- Son -

5 yorum:

  1. Çok ilginçmiş gerçekten ya, onca şeyler ölmemiş olması.. Harika bir paylaşımdı, teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim okuduğunuz ve yorum yazdığınız için sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Geçen haftalarda Nat.Geo'da Rasputin'in hayatını seyretmiştim, çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  4. Dün akşam ömer çelakılın proğramında rasputini tartıştılar çok etkileyici bir hikaye sizede çok teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  5. Bu site tam bir hazine ... bizansın son imparatorunun hikayesini düşüyormusunuz ilerde ilgi çekici geliyor bana . Teşekkürler emeğinize...

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails