22 Temmuz 2011 Cuma

Rasputin III


Rasputin'in uzaktan hastayı iyileştirmesiyle ünü daha da pekişti. Çar ve Çariçe mektuplarında ondan "Dostumuz" olarak bahsediyorlardı. Ayrıca önemli devlet işlerinde  de Rasputin'in tavsiyelerine uyulmaya başlanmıştı. Ne var ki Rasputin'in güçlenen konumuna karşı diğer taraftan düşmanları da artıyordu. Sol ve sağ görüşlü siyasiler, radikaller, tutucular, kızgın kocalar ve taciz edilmiş kadınlar kin beliyorlardı. Sonunda nefret şiddete dönüştü. Rasputin Pokrovskoye'de karnından bıçaklandı. Bir kadın evlenme vaadiyle Rasputin ile beraber olmuş ama bu vaad gerçekleşmemişti.

1 Ağustos 1914'te Rusya, Almanya'ya karşı savaşa girdi. Bu durum sarayda Rasputin'in etkisini azalttı. Çar onun savaş karşıtı görüşlerine katılmıyor, vaazlarını dinlemiyordu. Hatta Çariçe bile onunla görüşemeyecek kadar meşgul olduğunu söylüyordu. Ne var ki 1915 yılında kader sarsılan ününü kurtarma fırsatı verdi. Çariçe'nin yakın arkadaşı Anna Vyrubova bir tren kazasında ciddi bir biçimde yaralandı. Kafatası ve omuriliği zedelenmiş, bir bacağı ezilmiş diğeri ise kırılmıştı. Doktorlar geceyi sağ atlatamayacağını söylüyordu. Kadının ısrarı üzerine çağrılan Rasputin hastanede Çar ve Çariçe ile tekrar bir araya geldi. Rasputin bir kez daha umutsuzluğun ortasında umut vaadediyordu. Dua etti ve odayı terk ederken Çar'a "Yaşayacak ama sakat kalacak" dedi. Gerçekten de yaşadı ve herkesten uzun süre yaşadı. (1964'te öldü)

Artık Rasputin'in etkisi güçleniyordu. 1915'te Çar cepheye giderken yetkiyi karısına bıraktı. Çariçe'de Rasputin'in tavsiyelerine başvurdu, oğlunu ve arkadaşını kurtaran biri ülkesini de kurtarabilirdi. Rasputin zamanla yetenekli devlet adamlarını tasviye etti. 1916 kışında Rasputin sarayda pek çok değişiklik yaptı. Savaş taraftarları onun barışçı tutumunun hoş karşılamıyor, onu Almanya doğumlu Çariçe'yi ve Almanya'yı tutmakla suçluyorlardı. Bu nefret büyüdükçe devrimcileri de harekete geçiriyor ve sayıları giderek artıyordu. Rasputin'in hem Çariçe ile dört kızının ve Anna Vyrubova'nın sevgilisi olduğu yönünde söylentiler vardı. Çar'ın da Rasputin'in seks partileri ve şeytana tapma ayinlerine katıldığı söyleniyordu. Bu söylentilere herkes inanmaktaydı. Rasputin'in cinsel zayıflığı onun sonunu hazırladı.


KORKUNÇ BİR CİNAYET


Prens Yusupov ve eşi Düşes İrina


Beş kafadar Rasputin'i Prens Yusupov'un sarayında öldürmeyi planlamışlardı. Prensin sarayı Molka nehrinin yanındaydı. Kalın duvarları, bodrumlarıyla adam öldürmek için uygun bir ortam hazırlıyordu. Ne var ki işe girişmeden önce mahzenlerden birini bir salona dönüştürmek gerekiyordu, rutubetli mehzen hemen düzenlendi.

Komployu hazırlayanlar, 16 Aralık 1916 günü gece yarısına doğru buluştular. Lazovert Şöför elbisesi giymişti, Yusupov dolaptan zehiri çıkardı ve masaya içinde 6 tane pasta bulunan bir tabak koydu. Bu pastalardan üçü krem glase ile örtülüydü diğer üçü ise krem şokolalıydı. Bir yanlışlık olmasın diye sadece pembe pastalara zehir karıştırılacaktı. Doktor Lazovert potasyum siyanidi toz haline getirdi ve pastaların bir katına zehiri serpti. Pastalara karıştırlan zehir miktarı bir kaç kişiyi rahatlıkla öldürecek kadar fazlaydı. Bir miktar zehirde Rasputin'in en sevdiği Maderia şarabına karıştırıldı.

Yusupov hazırlıklar tamamlanınca Rasputin'in evine gitti. Rasputin her zamankinin aksine özenle giyinmişti. Kapıyı çekerek çıktılar. İçeri girince müziğin sesini duydular. Yusupov'un arkadaşları özellikle gürültü çıkartıyorlardı zira Rasputin'i evde kadınlarında olduğuna inandırmaları gerekiyordu. Yusupov "Aniden karımın arkadaşları geldi onları göndermeye uğraşıyor nerdeyse giderler. Onlar gidene kadar çay içelim" dedi. Ama Rasputin istemedi ve salonda kanapeye yerleşti.

Rasputin hiç birşeyden şüphelenmemiş gibi görünüyordu. Kendisinin ölmesini isteyenlerin çokluğundan bahsetti. "Ben onlardan korkmuyorum çünkü şimdiye kadar Tanrı beni hep korudu bana el kaldıranların sonu hep kötü oldu" dedi.

Bir süre sonra çay istedi. Yusupov servis yaparken pasta tabağını da uzattı başta istemeyen Rasputin sonra arka arkaya iki pasta yedi. Bu arada zehirli şaraptan da içmişti. Yusupov hayretler içindeydi zehir tesir etmemişti.

Bir kaç bardak daha içtikten sonra elini boğazına götürdü. Yusupov neyi olduğunu sorunca Rasputin'in " Hiç bir şeyim yok " diye cevap verdi. Vakit ilerlemişti bu süre zarfında Yusupov nazik ev sahipliğini sürdürmüştü şarap ve pasta ikram etmeye devam etmişti. Yukarıda bekleyen suç ortakları endişelenmeye başlamışlardı. Gürültüler artınca Yusupov " Bir gidip bakayım"  dedi ve Rasputpn'in yanından ayrıldı. Grandük Dimitri, Purikeviç ve Sukotin merakla bekliyorlardı. Yusupov onlara zehirin etki etmediğini söyledi. Sonunda tabanca ile işini bitirmeye karar verdiler.

Rasputin uyuklar vaziyetteydi. Yusupov Rasputin'e iyi olup olmadığını sordu "Bir bardak şarap içersem iyi gelir" dedi. Gerçekten de bir bardak daha şarap içen Rasputin birden daha iyi oldu. Sabırsızlanmaya başlayan Yusupov tabancayı eline alarak Rasputin'i sırtından vurdu. Hemen ışıkları söndürüp Prens'in çalışma odasına çıktılar. Purişkeviç'in planına göre Doktor Lazovert Rasputin'in elbiselerini giyip sarayı terk edecketi. Böylece Rasputin'i takip eden gizli servis onun Yusupov'un sarayında öldüğünü öğrenemeyecekti. Elbiseleri yok ettikten sonra Rasputin'in cesedini nehre atacaklardı.

Devam edecek...

3 yorum:

  1. çok ilginç bir paylaşım.. devamını heyecanla bekliyorum..

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten çok ilginç biri Rasputin son bölüm yarın :) Sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Çok ilginç, gerçekten güçlü bir frekansa sahip olmalı o zehirlerden ölmediyse:)

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails