14 Nisan 2011 Perşembe

Naziler Atlantis'in Peşinde III

Ahnenerbe'nin Amblemi


1939 yılında Schafer bu geziden döndüğünde, Nazi siyasetinde işler ciddiye binmeye başlamıştı. Bunun yansımaları Ahnenerbe içinde görülüyordu. Willigut, içkiye düşkünlüğü ve giderek çılgınlaşan fikirleri ile utanç kaynağı olmaya başlamıştı. Willigut'un 1924 yılında kendisine şizofren teşhisi konduğu ve Himmler ile tanışmadan bir kaç yıl önce akıl hastahanesinden çıktığı  anlaşıldı.

Sonunda Himmler onu emekli etmekten başka çare bulamadı. Gittiği yerde ölene kadar iyi bakıldı. Otto Rahn'ın sonu daha kötü oldu. Himmler'e Rahn'ın homoseksüel ilişkisi olduğu söylendi. Nazi Almanya'sında homoseksüellik toplama kampına sadece gidiş bileti ile cezalandırılan bir suçtu. Himmler ona bu gerçeği Dachau'da çalışmaya yollarka hatırlattı. Daha sonra da Rahn Himmler'e adını temize çıkarmasını yazmasına rağmen, Himmler "Artık seni koruyamam" cevabını verdi. SS tarafından onurlu sayılan bir davranışla Rahn 1939 kışında intihar etti.

Savaş çıktığı zaman, Ahnenerbe çok farklı bir organizsazyon haline geldi. Garip huyları ve sabit fikirleri olanlar azaldı, görevi ciddi arkeologlar devraldı. İşin garip yanı araştırmacılar politik baskılardan uzak rahat bir şekilde işlerine devam edebiliyorlardı. Ancak bu arkeolojinin politik anlamda kullanılmadığı anlamına gelmiyor. Polonya ve Rusya'da bulunan tarihöncesi çanak çömleklerin Alman kökenli olduğunun söylenmesi bir rastlantı değil. Üstlerinde gamalı haç bulunan eski kapların arkeolojik kazılarını gösteren filmler yapıldı. Bu, Almanlar'ın doğudaki eski yurtlarına dönmelerinin, onların kaderi ve hakları olduğunun yönündeki argümanlara kaynaklık etti.

Savaşın sonunda Ahnenerbe arkeologlarının çoğu kariyerlerine devam ettiler ve Almanya çapında önemli professörler oldular.

1920'lerde Himmler'in hayal dünyasına ilham veren fikirler şimdilerde yine moda oldu. Atlantis'ten söz eden kitaplar listelerde hemen yükseliyor, sıklıkla Atlantis olduğu iddia edilen kalıntıların bulunduğu haberleri geliyor. Bunların çoğu da Mısır'dan Mayalar'a kadar tüm eski uygarlıkların kaynağı olduğu iddia ediliyor.

Irksal unsur söz konusu olmasa da dayanak noktası aynı, Mısırlılar ve Orta Amerikalılar tek başlarına böyle bir medeniyet geliştirmiş olamazlar, mutlaka onlara süper insanlar yardım etmiştir. İşte Himmler'in fikirlerini benzeri...


- SON -

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails