24 Şubat 2010 Çarşamba

Constantinus'un Oğulları

Constans

Constantinus II


Constantius II




Constantinus yaşarken Caesar unvanını alan oğulları, ölümünden sonra Augustus ilan edildiler. İspanya, Britania ve Gallia Constantinus’a; İtalya, Afrika, Illyricum ve Trakya Constans’a; Propontis’in güneyinden K. Asya ve Doğu, Mısır, Armenia ve müttefik kabileler Constantius’a verildi.Constantius 338 yılı başlarında babasının cenazesinin Constantinopolis’e getirilmesinden hemen sonra, askerlerini kışkırtarak Constantinus’un kardeşlerini ve yeğenlerini öldürttü. Bu katliamdan o sırada hasta olan Gallus ve henüz 6 yaşlında olan Julianus sağ olarak kurtulabildi. Bu sırada Constantius Perslerin saldırılarına karşılık vermiştir. Batıda ise Constantinus II diğer kardeşleri üzerinde bir otorite kurmaya başladı. Afrika Constans’ın yetkisi altında olmasına rağmen bir karar çıkartarak kendine bağladı. Constans ise, Constantius’un desteğini almak için ona Trakya ve Constinopolis’i verdi. Constantinus bunun üzerine 340 yılında Alp’leri geçti ve Constans ile karşılaştı. Yapılan savaşta öldü ve Constans Britania, Gallia ve İspanya’nın hakimi oldu. Başlangıçta oldukça adil olan Constans daha sonra kötü davranışlar sergilemeye başladı ordunun nefretini kazandı. Sarayda görevli Marcellinus ve Jovianus askerlerin komutanı Magnentius önderliğinde bir suikast düzenlediler. Constans’ın öldürülmesi ile Magnentius Augustus ilan edildi.Bu sırada Illyricum eyaleti Magnentius’a bağlanmayıp piyade komutanı Vetranio imparator ilan edildi. Constantius Vetranio’nun tahta çıkışını tanıdı. Batıda ise Magnentius, Constantius’un kendisini tanıması için çareler arıyordu. Vetranio sözünü tutmayarak Magnentius ile barış anlaşması yaptı ve Constantius’a da bir heyet gönderdi. Constantius’a Magnentius’un kızı ile evlenmesini önerdiler. Ancak Constantius bunu kabul etmeyerek Serdica’ya doğru hareket etti. Bu sırada caesar olarak yeğeni Gallus’u seçti ve Constantia ile evlendirdi. Constantius ve Magnentius arasında yaklaşık iki yıl süren çarpışmalar sonunda, Magnentius kuşatıldığı bir sırada intihar etti. Bu sırada caesar olarak Antiocheia’da bulunan Gallus bir despot gibi hüküm sürmekteydi. Kötü davranışları yüzünden önce görevinden men edildi sonrada öldürüldü.

18 Şubat 2010 Perşembe

Diokletianus ve Constantinus'un Reformları

Diokletianus
Constantinus
Diokletianus ve Constantinus’un yapmış olduğu reformlar dönemde yaşanan pek çok problemin sonucu olarak görülmektedir. Erken Bizans döneminde temel bir toplumsal organizasyon gerçekleştirmişlerdir ve yasal değişiklikler aracılığıyla devlet yaşantısını düzenlemeye yönelik önemli bir girişim olarak belirmektedir. Reformlar, devam eden krize ve kesin olmayan pek çok detaya bir çözüm olarak birer birer farklı zamanlarda yürürlüğe girmiştir, fakat dönemi anlayabilmek için hepsini bir arada düşünmek gerekir:
A. Politik
1.Diokletianus devri bütün imparatorluğu vuran politik kaosa bir son getirmiştir; en basiti tahtta 20 yıl kalarak durumu dikkate değer bir şekilde dengelemiştir.
2.İdari reformlar: Bu reformların amacı iki kat daha etkili bir yönetim sağlamak ve devlet hazinesinin gaspını önlemektir.
a. Eski eyaletler bölünerek pek çok yeni eyalet oluşturulmuştur.
b. Memuriyetlerin sivil ve askeri görevleri ayrılmıştır; eyalet yöneticilerinin artık askeri güçleri olmayacaktı.
c. Askeri emir komuta zincirinin yanı sıra ayrıntılı bir sivil hiyerarşi yaratıldı: sivil hiyerarşinin en üst düzeyinde, imparatorun hemen altında, 3 ya da 4 prefect bölgesi için birer praefectus praetorio vardı; praefectusun hemen altında her bir diocese için bir vicarius ve eyalet yönetimi içinse birer praeses bulunmaktaydı. Her bir eyalet içerisinde bulunan kentler (civitates, poleis) ise vatandaşların belirlediği bir konsey (curia, boule) tarafından yönetilmekteydi.
d. Askeri hiyerarşide en üstte, praefectus praetorio benzeri magister militum bulunmaktaydı; onun altında comes (pl. comites) ve dux (pl. duces) bulunmaktaydı.
e. Ek olarak ayrıntılı bir saray yönetimi vardı: magister officiorum, comes sacrarum largitionum, comes rei privatae, praepositus sacri cubiculi gibi.
3. İmparatorun şahsiyeti, dikkate değer şekilde yükseltildi ve sıradan biri olmaktan çıkarıldı.
a. İmparatorun çevresi büyük bir koruma ile donatıldı ve onun bütün günlük aktivitelerine ayrıntılı bir seremoni ile eşlik edildi.
b. Teori ve pratikte bir “Doğulu Despot” oldu.
c. İmparatorun insanlardan çok tanrılar tarafından seçildiği görüşü hakimdi.
d. Bu gelişim, Mesopotamia’dan köklenen Helenistik krallık fikrinden gelmekteydi; fakat çağdaş model olasılıkla Sasani Pers yönetimi örneğiydi.
4.Tetrakhia, bazı politik sorunların çözümü için dört imparator yaratan ve imparatorluğu dört yönetim alanına ayıran Diokletianus tarafından konmuştur
a. İki tane kıdemli imparator (Augusti) ve iki tane de daha az kıdemli imparator (Caesares) vardı.
b. Caesares, Augusti öldüğünde ya da istifa ettiğinde yerine geçmek ve iki yeni Caesar seçmek üzere yetkilendirilmişti.
c. Bu, tahta geçme problemini düzene koymak, gasp olasılığını düşürmek ve daha yakın bir yerel yönetim sağlamak için yapılmıştı.
d. Fakat Tetrarkhia bir süre sonra başarısız oldu, fakat devlet yönetiminde izini bıraktı ve imparatorluğun bir bütün olarak bölünebildiğini gösterdi.
B. Askeri
1.Askeri komuta, geniş ölçüde reforma uğradı ve eyaletlerin yönetiminden uzaklaştırıldı.
2.Ordu pek çok değişik birliklerden oluşturuldu:
a. Limitanei—eski sınır birlikleri, kalıcı olarak sınır boyunca konuşlandırıldı; bu haliyle militiadan (bilhassa piyade birlikleri) biraz daha fazla sayıdaydı.
b. Comitatenses—hareketli alan birlikleri, imparatorun onları (Bilhassa süvari alayları) göndereceği her yere gitmek üzere iç bölgelere yerleştirildi.
c. İmparatorluk korumaları (Scholae, vs…)—imparatorun “özel” ordusu, imparatorluk sarayının yakınına yerleştirildi.
d. Diokletianus, 5000-6000 kişiden oluşan eski lejyonları bölmek suretiyle, lejyon sayısını çoğaltmış ve 1000-1200 kişiden oluşan yeni lejyon yapılandırmasını kurmuştur.
C. Ekonomik
1. İ. S. 301 yılında imparator Diokletianus, “Fiyat Edikti” olarak adlandırılan bir imparatorluk yasası aracılığıyla enflasyon artışını durdurmak için girişimde bulundu.
2. Sikke basımında da reform oldu: Constantinus’un altın solidusu (72 tanesi bir libre/litre yapıyor), gelecek bin yıl boyunca devam edecek olan bir dünya standardına dönüştü.
3. Annona ve indictio üzerinde temellenen etkili bir vergi yapılandırması geliştirildi:
a. Annona, arazinin kalitesine ve onu işleyebilecek insan gücü kapasitesine (capitatio-iugatio) göre saptanan bir arazi vergisi oldu
b. Vergi tabanı periyodik olarak, her on beş yılda (indictio) hesaplandı.
c. Vergi aslen ayni olarak toplandı (genellikle buğday), fakat bunu yerini kısa bir süre sonra nakdi ödeme aldı.
d. Yeni sistem, yıllık bütçe hazırlanmasına iyi bir imkan verdi ve devletin finans sistemini, daha güvenli bir temele oturttu.
D. Kültürel1.Diokletianus ve Constantinus dönemin dini eğilimini takip ettiler, politik ve askeri pozisyonlarını dini idealleriyle desteklediler.
a. Diokletianus kendisini Jovius (Jupiter/Zeus gibi/dengi) ve altındaki imparatorunu ise Herculius (Hercules gibi/dengi) olarak adlandırdı.
b. Bu belki de son büyük Hıristiyan Kıyımını açıklar, çünkü Hıristiyanlar doğal olarak bunu desteklemeyi reddetmişlerdir.
2.Sıkıyönetim, aynılık (herkese aynı muamele), katılık ve güç hırsları dönemin karakteristikleri olarak sıkça görülmektedir.

1 Şubat 2010 Pazartesi

Geç Roma Dönemi - İmparator Diokletian





M.S. 283 de imparator Carus (282-283) oğlu Carinus’u Augustus ilan etmiş, batıyı ona bırakmış ve diğer oğlu M. Aurelius Numerius Numerianus ile doğuya Perslere karşı savaşa gitmişti. Fakat Ctesiphon’a gelince şüpheli bir şekilde öldü. Carus ölünce oğlu Numerianus Pers savaşını kazandı, Mezopotamya Roma idaresinde kaldı. Numerianus ordusuyla dönerken gözlerinden hastalandı ve Nikomedeia yakınlarında öldü. Kayınpederi Aper imparator olmayı tasarlarken, ordu meclisi muhafız alayı komutanı Diokletian'ı imparator ilan etti. (284) Carinus batıda hüküm sürmekteydi. İdaresinde Gallia, İtalya, Illyricum, İspanya, Britanya ve Africa bulunuyordu. İmparatorluk ikiye bölünmüş gibiydi. Diokletian'ın seçildiği sıralarda, Venedik valisi M. Aurelius Julianus isyan etmiş ve Siscia’ya kadar olan bölgeyi etki altına almıştı. Ancak Carinus ile Verano’da bir çarpışma sırasında öldü ve böylece Diokletian ve Carinus karşı karşıya kalmış oldular. Diokletian batıya doğru ilerledi ve Carinus ile karşılaştı. Bir subay tarafından öldürülen Carinus’un ordusu başı boş kaldı ve böylece Diokletian galip oldu. Diokletian yepyeni bir anlayışla pek çok değişiklik yaptı. İmparatorluk bir imparatorun idare edemeyeceği kadar genişti, eyaletler dağınık ve kimi zaman yeteneksiz valiler tarafından yönetiliyordu. Sivil ve askeri teşkilatın da ayrılması gerekiyordu. 286 yılında Diokletian Maximianus’u Augustus ilan etti. İmparatorluk bölünmedi, bununla beraber Maximianus Milano’da, Diokletian, Nikomedeia’da oturuyorlardı. 293 yılında Diokletian iki Augustus ve iki Caesar’dan oluşan thetrarkhi düzenine geçmeye karar verdi. Bunun üzerine Diokletian, C. Flavius Valerius Constantius’u batıda Maximianus’a Caesar olarak, Galerianus Valerius Maximianus’u kendisine Caesar’ı olarak seçti. Mısır, Libya, Arabia ve Bithynia ile doğuyu Diokletian, Illyricum ve Asia’nın batı kısımlarını Galerius, Roma, İtalya, Sicilya, Afrika, İspanya’yı Maximianus, Gallia ve Britanya’yı Constantius idare etmeye başladı. Bu thetarkhi döneminde Britania’da, Afrika’da, Mısır’da çıkan isyanlarla uğraştılar. 296 yılında Pers tehlikesi görüldü. Pers kralı Narses, Mısır isyanını fırsat bilerek Suriye’yi istila etti. Roma Mezopotamya’sı tekrara Perslerin eline geçti. Galerius takviye kuvvetlerle ordusunu büyüttü ve Armenia’ya hareket etti ve Narses’i bozguna uğrattı. Diokletian'ın imparatorluğu zamanında Hıristiyanlara karşı oldukça zorba eylemler gerçekleşti. Bu olaylar kiliselerin, binaların tahribi, kitapların yakılması ve Hıristiyan önderlerin yakalanması şeklinde oldu (303). Ancak daha sonra 311 yılında Galerius onlara hoşgörü gösterdi.

M.S. 303 sonbaharında, Diokletian Maximus ile birlikte yirminci yıllarını kutlamak üzere Roma’ya geldi. Bu sırada artık tahttan çekilmesi gerektiğine karar verdi. Daha sonra 305 yılında Maximianus ile birlikte tahttan feragat edeceklerini dair bir yazı hazırlattı. Diokletian, Nikomedeia’da askerlerin önünde tahttan çekildiğini bildirdi. Bun üzerine Constantius batıda, Galerius doğuda Augustus olarak tahtta geçtiler. Caesar olarak da Severus ve Maximus Daia (her ikisi de Galerius’un akrabası idi) seçildiler. Bu kişilere karşı başta memnuniyetsizlik gösterilse de daha sonra sert bir muhalefet olmaması sebebiyle ikinci dönem tetrarhki’ye olaysız olarak geçildi.

Diokletian pek çok reform yapmıştır. Bunlardan en önemlisi imparatorluğun idaresinin düzen içinde sağlamanın gerekliliğini kavramış ve böylece tetrarhki sistemini geliştirmiştir. Bu uzun bir süre huzur içinde bir yönetim getirmiştir. Diokletian eyalet yönetiminde de bazı değişiklikler yapmıştır. Senato ve imparator eyaletleri olarak yapılan ayrımı kaldırdı ve bütün eyaletleri imparatora bağladı. Çok büyük olan eyaletleri daha küçülterek 57 olan eyalet sayısını tam kesin olmamakla beraber 96’ya çıkarmıştır.


Diokletian askeriye konusuna da önem vermiş, silah altındaki kuvvetlerin sayısını arttırmış, sınır korunmasına özen göstermiştir.
Diocletian'ın Nikomedeia (İzmit) kentindeki sarayı

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails